rtl2

                 Neden bazı işletmelerde, modern bir yönetim sistemi kurma konusunda hızlı ilerlerken bazı işletmelerde yavaş ilerliyoruz?

                   Bu soruyu cevaplarken ,otuz yıllık tecrübem ve danışmanlık yaptığım bir çok işletme ile gerçekleştirdiğim çalışmalardan edindiğim bilgileri süzerek, konu ile ilgili on maddelik bir liste yapabilirdim. Bu listede yer alan maddeler, üst yönetimin, değişime katılmasının öneminden başlar ,ekip yeterliliği ya da “teknoloji yeterliliği “ gibi başlıklarla ,devam ederdi. Elbette sayılan maddeler doğru da olurdu.Ancak hiçbir liste, psikolojide ki “durumsal farkındalık” ilkesini öğrendiğimde, kafamda beliren cevap kadar, beni tatmin edemezdi.

                İzlediğim bir tv programında iki uzman(1), insanların çevrelerinde olup biteni algılama ve düşünce biçimleri ile ilgili konuşuyordu. Bir tanesi beynin çalışması ile ilgili öyle bir şey anlattı ki; bende yeni moda deyimle “bir aydınlanma“ yarattı.Beynimde güçlü bir bağlantı oluştu.Tanıdığım bazı iş adamlarının, pazarı seçmek ve işi büyütmek konusunda geçmişte çok başarılı olmalarına rağmen bir gün gelip çevrelerinde ki bir çok uyarana rağmen neredeyse işletmeyi batışa götürebilecek tavırlar sergilemeleri, çalışanlarına ve uzmanlara kulaklarını tıkamalarının nedeni bu ilke olabilir mi?  “Durumsal farkındalık ,insan hayatında, anlık verileri doğru okumak algılamak ve kararları yönlendirmek demek. Bu konu pilotlardan çıkmış. Pilot, bazen bulutun içine girer ve etrafını göremez ,ancak gösterge panelini görebilir ve sesler duyabilir. Bazen farkında olmadan pilot sola kırar. Gösterge paneli aslında doğruyu gösteriyordur. Örneğin panel aşağı gidişi gösterir ama pilot buna güvenmez ve yukarı gittiğini düşünür ve bir anda uçak çakılabilir. İşte pilotun kararı bizim bilinçli beynimize , panel ise bilinç altımıza benzer.İlkel insanlar tüm tehliklere karşı uyanık olmak zorunda idi. Zamanla davranışlar reflekse dönüşünce tehlikeleri görme becerimiz kayboluyor. Beynimize yüzlerce uyarı geliyor. Biz bunların çok azını görebiliyoruz. Gözlem becerisi ve verileri doğru okumak çok önemlidir .Günümüz toplumunda çevredeki bir çok uyaranı görmek duymak algılamak eğiliminde değiliz[1]Anlatılanları özetlersek; İnsanlar tehlikeleri bilinç altına kaydeder ve sezer ancak bilinçli beyin bazen bu uyarıları görmeyi reddeder. Çünkü dikkat başka bir noktaya yoğunlaşmıştır ve diğer konular otomatiğe bağlanmıştır.Peki bu durumda -işletmeyi bilinç altı ile hislerimiz ile yönetemeyeceğimize göre- ne yapacağız ?

           Ülkemizde bir çok kobi; modern bir iş ve bilgi akışını oluşturmak ve aynı zamanda bu akışın mali iz düşümünü görmek konusunda bir metoda ihtiyaç duyuyor.İşletme doğru methodu bulmak için proje başlatıyor zaman ve para harcıyor ve sonuç alamadıkça bir daha farklı bir ekiplerele baştan başlıyor. Bazen bir kısır döngü oluşuyor.Bu kurumların durumu aynı   ehliyet almak için araba kullanma kursuna giden birinin durumu gibi .İki kişi düşünün; birisi araba kullanmayı çok az bilsin; diğeri direksiyona hiç  oturmamış olsun. Bu iki kişi de farklı seviyelerde zorlanır .Ancak her ikisininde çevreye karşı bütün algıları ve dikkatleri açıktır.Bir yandan gitmeleri gereken yön ve hızlarını ayarlarken bir yandan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı tetiktedirler. Asıl zor olan üçüncü kişidir . Yıllardır sağdan akan trafikte araba kullanan ve bir gün soldan akan trafikte kullanım için ehliyetini yenilemek zorunda olan ve tekrar ehliyet kursuna giden kişi .İşte bizde bazı işletmelerin durumu bu üçüncü kişinin durumu gibidir.Şartlar değişmişdir, işaretler değişmiştir, kurallar değişmiştir, iş yapma yöntemleri değişmiştir ancak alışkanlıklar ve tecrübe içinde bulunulan durumu görmeyi engeller.Otomatiğe dönmüş reflekslerle pazar yönetilir ,finans yönetilir,dikkat yıldız konu ne ise -belki yeni bir yatırım,yeni bir ürün vs.- ona yönelmiştir.

              İş akışında yeni bir sistem kurmak isteyen, proje hedeflerine ekteki maddeleri alarak ve her bir madde ile ilgili yol haritası oluşturarak işe başlayabilirler.

* Zamanla oluşacak işletme körlüğüne karşı –savunma mekanizmaların geliştirilmesi. sistemin yaşayan bir organizma olarak kendini yenilemesinin sağlanması.

*Yeni kurulan sistemin başlangıçta sancılı olacağı ile ilgili çalışanlarda farkındalık yaratılması

*Sistemin ,değişen şartlara veya atıl duruma gelen yöntemlere karşı kurumsal refleks oluşturacak şekilde düzenlenmesi .

*İşletmenin kurumsal -bilinç altının derinlerine ittiği bilgilerin gün yüzüne çıkarılması.

* Beyazın içindeki kırmızıların iyi tanımlanması. Örneğin en fazla iki-üç adet ekonomik motor belirlenerek sürekli izlenmesi.

 

Bahar Pekel

İşletme Müh.-Yönetim Danışmanı Eğitmen

bpekel@pekeldanismanlik.com

www.pekeldanismanlik.com

————————————————————————————–

Bu makalenin her türlü hakkı yazara aittir.İzinsiz çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Dip Not

[1] (Öğr.Üyesi Sefer Darıcı –Emrah Akçay Öteki Gündem 26.02.2016)